GIDALARIN BESİN DEĞERİNİ KORUYUP VE TOKSİK TESİR KAZANMASINI ÖNLEMEK

 

İç ortamın hücre sağlığını koruyacak düzeyde değişmez tutulması gıdaların besin değerini koruyup toksik tesir kazanmasını önlemekle sağlanabilir.Bunun çareleri şunlardır:
Gıdaları karıştırmadan yemek ya da içmek
Gıdalar,konsantre(oksitlenen)ve konsantre olmayan gıdalar(oksitlenmeyen)olarak iki ana gruba ayrılır.
Konsantre gıdalar kendi aralarında nişastalı ve proteinli gıdalar,konsantre olmayan gıdalar da meyvalar ve çiğ sebzeler olarak ikiye ayrılır.Sebzeler pişirildikçe konsantre gıdaya dönüşürler. Örneğin;patates çiğ iken sebze,pişirildikten sonra nişastalı gıda grubuna girer.Bu gıdalardan meyva şekerleri direk olarak,nişastalı gıdalar alkali salgı ile sindirilerek,proteinli gıdalar asit salgı ve çiğ sebzelerde bulunan canlı enzimlerle sindirilerek kana karışırlar.
Bu nedenle,gıdalarımızı meyvalar, nişastalı gıdalar ve proteinli gıdalar olmak üzere üç ayı gruba ayırıp,üç ayrı öğünde yemek içmek zorundayız.Bu şekilde beslenirsek,gıdaların işe yarayan kısımları daha kolay ve daha çabuk sindirilip kana verilir. İşe yaramayan kısımları da daha kolay ve daha çabuk dışarı atılır.Bu sayede tüm gıdaların besin değerleri korunur, toksik tesir kazanması önlenir.
Gıdalar karıştırılarak yenilip içilirse zor sindirilirler.Midede uzun zaman bekleyerek besin değerlerini kaybedip toksik tesir kazanırlar.Mideden bağırsağa geçmeden mikroplar ve bakteriler tarafından tüketilirler.Sindirim sisteminde parazitlerin üremesine neden olurlar.Oksitlenirler.Bu olay,ağız kokusu,sindirim sancısı,mide ve bağırsak gazları gibi sorunlarla kendini gösterir.
Örneğin;
-Meyva ve meyva suları,nişastalı veya proteinli gıdalarla aynı öğünde yenilirse asit ve alkali salgıların etkisinde kalarak fermantasyona uğrayarak bozulurlar.Ayrıca besin değerlerini kaybedip toksik tesir kazanarak iç ortamın ve karaciğerin düşmanı olurlar.
-Nişastalı gıdalar grubuna giren patates ile,proteinli gıdalar grubuna giren et,aynı öğünde yenilirse vücut patatesi sindirmek için alkali salgı,eti sindirmek için asit salgı salgılar.Salgılanan bu salgılar,midede karıştırılınca ,kimyasalca kaçınılmaz olarak nötr salgıya dönüşürler. Nötr ortamda patates de,et de sindirilemez.Bu gıdaların sindirilebilmesi ve mideden bağırsağa geçebilecek hale gelmesi için mide tekrar tekrar asit ve alkali salgı salgılamak zorunda kalır.
Vücut,en büyük enerjiyi gıdaların sindirilebilmesi için harcar.Bu enerjiyi harcamasının amacı,gıdalardan daha fazla enerji elde edip yaşamını sürdürebilmektir.Sindirim için bu kadar fazla enerji elde edip yaşamını sürdürebilmektir.Sindirim için bu kadar fazla enerji tüketilmesine rağmen,gıdalar besin değerini kaybedip,toksik tesir kazanmış vaziyette bağırsaklara geçerler.Bu defa vücut,gıdaların toksik tesirini yok etmek için,sindirim için harcadığı iki misli fazla enerji tüketir.Sonunda,kar edemeyen işletmenin iflas ettiği örneği,enerji iflasına uğrar ve hücrelerde dejenerasyon başlar.Bu olay,gençlik yıllarında yorgunluk, hazımsızlık, kabızlık, nezle, grip, solunum zorluğu, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, romatizma, artrit, kansızlık alerji ve cilt hastalıkları gibi sağlıksorunlarıyla,elli yaşından sonra da kalp krizi,felç ve kanser gibi ciddi hastalıklar şeklinde kendini gösterir.

Hiç yorum yok:
Write yorum

Öne Çıkan Yayın

Teknik resim nedir? Tarihsel gelişimi ve önemi nedir

  Resim sanatı ve tekniklerinin gelişimi, insanlık tarihi kadar eskidir. Mağaralardaki yaşamdan günümüze kadar uzanarak devamlılığını sürdür...